Ford Bombayı Patlattı: Efsanevi Le Mans Zaferi İçin Hypercar İle Geri Dönüyor!
Formula 1’in son yıllarda yakaladığı popülerlik dalgası, adeta 60’lardan beri görülmemiş bir seviyede, değil mi? Ama durun, bu “Drive to Survive” etkisinden nasibini alan tek yer F1 değil. Le Mans 24 Saat veya Daytona 24 Saat gibi efsanevi dayanıklılık yarışları da son birkaç yıldır rekor seyirci sayılarına ulaşıyor. Bu ilginin arkasındaki en büyük kahramanlardan biri ise Ferrari ve Porsche gibi devlerin yarıştığı spor prototip sınıfı. Ve sıkı durun, çok yakında bu listeye Ford‘u da ekleyeceğiz!
Şu anda Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın (WEC) zirve sınıfı olan Hypercar’da tam sekiz farklı üretici kıyasıya bir mücadele veriyor: Alpine, Aston Martin, BMW, Cadillac, Ferrari, Peugeot, Porsche ve Toyota. Üstelik bu daha başlangıç! Gelecek yıl Genesis de partiye katılıyor ve yılın başında Ford da 2027’de bu heyecana ortak olacağını duyurmuştu. Bugün ise “Mavi Oval” lakaplı dev, projenin yeni detaylarını bizimle paylaştı.
Peki Bu Hypercar Dedikleri Tam Olarak Ne?
GT3 kategorisinde yarışan ve yol otomobillerinden türetilen makinelerin aksine, Hypercar sınıfında genel klasman zaferi için mücadele eden araçlar, tamamen yarış için tasarlanmış özel prototiplerdir. Dayanıklılık yarışları, işleri sırf karmaşık olsun diye gereksiz yere karmaşık hale getirmeyi sevdiğinden, Hypercar sınıfı aslında iki farklı teknik kural setine göre tasarlanmış araçların bir karışımından oluşuyor. Bu araçların performansı, adil bir rekabet ortamı yaratmak için özel bir sistemle dengeleniyor.
Bu iki kural setinin (LMH ve LMDh) farklarını uzun uzun anlatabiliriz ama kısaca özet geçelim:
- LMH (Le Mans Hypercar): Bu araçlar tamamen üretici tarafından tasarlanır ve hibrit olmak zorunda değildir. Örneğin, V12 motorlu Aston Martin Valkyrie bu kategoriye bir örnek. Teknik özgürlük alanı daha geniş (mesela elektrik motorunu ön aksa takabilirsiniz) ama bir o kadar da maliyetli bir yol.
- LMDh (Le Mans Daytona h): Bu yolu seçenler ise dört onaylı üreticiden birinin karbon fiber şasisini kullanmak zorunda. Ayrıca şanzıman, hibrit batarya ve elektrik motoru gibi parçalar da herkes için aynı. Üreticiler bu standart iskeletin üzerine kendi gövde tasarımlarını ve içten yanmalı motorlarını geliştiriyor. Daha bütçe dostu bir seçenek diyebiliriz.
Ford, yeni hypercar projesi için LMDh yolunu seçti ve şasi tedarikçisi olarak Alpine ve yakında Genesis’in de kullandığı Oreca ile anlaştı. Bu bilgiyi Haziran ayından beri zaten biliyorduk.
Ford’un Stratejisi: “Kendi İşini Kendin Gör”
Ancak bugüne kadar bilmediğimiz en önemli detay şuydu: Ford Racing (eski adıyla Ford Performance), yarış operasyonlarını dışarıdan bir takıma yaptırmak yerine tamamen kendi bünyesinde yürütecek. Bu, sektörde pek de alışıldık bir durum değil. Örneğin, Porsche’nin 963’lerini Penske takımı yönetirken, Ferrari’nin 499P’si için de AF Corsa benzer bir görev üstleniyor.
Ford Racing’in global direktörü Mark Rushbrook bu kararı şöyle açıklıyor: “Bu strateji, bize pist üzerinde daha hızlı reaksiyon gösterme ve rekabet gücümüzü artırma imkanı tanıyor. Ayrıca, teknolojiyi yol otomobillerimize her zamankinden daha etkili ve verimli bir şekilde geri aktarmamızı sağlıyor. Programımızı yönetecek birilerini dışarıda aramıyoruz; tutkumuzla dolu programlarımızı Ford Racing içinde kendimiz inşa ediyoruz.”
Önlerinde Uzun ve Zorlu Bir Yol Var
Hypercar programının başına, Ford’u on yıllardır hasret kaldığı Le Mans genel klasman zaferine taşıma göreviyle Dan Sayers getirildi. Ve önünde yapacak çok ama çok iş var.
Rushbrook durumu şöyle özetliyor: “2027 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın açılış yarışına kadar sadece aracı değil, tüm takım yapısını da sıfırdan kurmamız gerekecek. Her bir pozisyonun doldurulması gerekiyor ve bu hiç de kolay bir görev değil. Çünkü biz sadece pozisyonları doldurmuyoruz; Ford Racing’in ruhunu yansıtan bir takım kültürü inşa ediyoruz: Tutkulu ve en iyi olma arzusuyla hareket eden bir kültür.”
Gözler şimdiden 2027’ye çevrildi. Ford’un bu cesur adımı, dayanıklılık yarışlarına yepyeni bir heyecan getirecek gibi görünüyor!
